Güncel
Filistin’de çözümü engelleyen ulus devlettir
Follow @dusuncemektebi2
Edward Said ve Maxime Rodinson gibi yazarlarca temsil edilen ve Ortadoğu tarih yazımına eleştirel yaklaşan seçkin bir geleneğin parçası olarak kabul edilen Prof. Dr. Rifa’at Alai Abou- El Haj, İslam birliğinin anahtarının Osmanlı’nın engin tarihi geçmişinde olduğunu söyledi.
Bir tarih klasiÄŸi olarak görülen Modern Devletin DoÄŸası: 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu kitabının yazarı Prof. Dr. Rifa’at Ali Abou- El Haj, ülkemize geldi. Osmanlı devlet düzenini, bürokrasi ve diplomasi çerçevesinde yapısal sınıf analizlerine tabi tutarak olaylara ve ilgili literatüre eleÅŸtirel bir bakış açısı getiren Abou-El-Haj ile bir söyleÅŸi gerçekleÅŸtirdik. Konu elbette döndü dolaÅŸtı Filistin meselesine ve her zaman konuÅŸulan bir konu olan Ä°slam birliÄŸine geldi. Abou-El-Haj’ın Ä°slam birliÄŸi konusundaki görüşü şöyle: “Osmanlı bunu zamanında yaÅŸattı. Bizimkisi Avrupa BirliÄŸi gibi deÄŸil. DoÄŸal bir birlik. Biz çok derin bir tarihe sahibiz. Ortak bir kültüre aitiz.”
BİR TARİH KLASİĞİ
Özellike 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı siyasi yapısında görülen farklılaÅŸmayı, diÄŸer çaÄŸdaÅŸ devletlerde de görülen deÄŸiÅŸimler olarak niteleyen Abou-El-Haj, Osmanlı tarih yazımının önemli simalarından biri. Onu daha yakından tanımamız gerekirse Princeton Ãœniversitesi’nden 1963 yılında doktorasını aldı. 1964’te Kaliforniya Devlet Ãœniversitesi’nde akademik kariyerine baÅŸladı. 1992’de Binghamton Ãœniversitesi’ne geçti. Abou-El-Haj çeÅŸitli akademik dergi ve kitaplarda yayınlanmış birçok makalenin yanı sıra iki önemli kitabın yazarıdır. Bu kitaplardan ilki The 1703 Rebellion and the Structure of Ottoman Politics ve “bir tarih klasiÄŸi” olarak görülen Modern Devletin DoÄŸası: 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu.
GELENEĞİN PARÇASI
Osmanlı ÅŸehir yapısı ile sosyal düzen arasındaki iliÅŸki üzerinde duran ‘The Ottoman City and Its Parts: Urban Structure and Social Order’ın derleyenleri arasında bulunan Abou-El-Haj’ın çalışmaları Edward Said ve Maxime Rodinson gibi yazarlarca temsil edilen ve OrtadoÄŸu tarih yazımına eleÅŸtirel yaklaÅŸan seçkin bir geleneÄŸin parçası olarak deÄŸerlendiriliyor. Son kitabı Formation of the Modern State ile bu alanda 1963’ten beri geliÅŸtirdiÄŸi iddialarını modelleÅŸtirmeye çalışan Abou-El-Haj, XVII. yüzyıl Osmanlı toplum yapısı ve Osmanlı siyasî düşüncesi ile ilgili projeler üzerinde de çalışıyor.
MEZUN OLUNCA ANLADIM
Edward Said’ten söz açılmışken Abou-El-Haj’a tıpkı onun gibi okuldan ayrılması için tehdit edilip edilmediÄŸini soruyoruz. Böyle tecrübeler yaÅŸamadığını kaydeden Abou-El-Haj bu soruya ÅŸu yanıtı veriyor: “Benim bu konuda farklı bir tecrübem oldu. Ben daha çok akademik araÅŸtırmalar yaptığım için arkadaÅŸlarım yaptıklarımın geçerliÄŸine her zaman şüpheyle yaklaÅŸtılar.” OrtadoÄŸu tarih yazımına eleÅŸtirel yaklaÅŸmaya baÅŸlamasını ise şöyle anlatıyor: “Ãœniversiteden mezun olduktan sonra bu bakış açısını kazanmaya baÅŸladım. GittiÄŸim üniversite eÄŸitim öğretime odaklı bir üniversiteydi. Kendi bakış açımı zaman içinde kazandım.”
ULUS DEVLET ENGEL OLUYOR
Karşımızdaki bir Filistinli olunca hele de tarihçi olunca konu Filistin meselesinin de dününü ve bugününü konuÅŸuyoruz. 85 yaşındaki Abou-El-Haj’a göre Fiilstin meselesi çözülmeyecek bir mesele deÄŸil. Yıllardır bir türlü sonlanamayan meseleye Abou-El-Haj’ın yaklaşımı şöyle: “Filistin sorunuyla ilgili bir çalışmam olmadı. Ben komple OrtadoÄŸu meselesiyle ilgileniyorum. Ama malumatım dahilinde size spekülatif bir cevap verebilirim. Onu çözebilecek olanların çıkarları onu çözmemededir. Yani onların çıkarları çözülmemesi üzerinde. Yoksa çözülemeyecek bir ÅŸey deÄŸil. Benim görüşüme göre sadece Filistin’de deÄŸil bölgedeki bu çözümü engeleleyen ulus devlettir.”
Halil İnalcık bana Kuvvet-i İslam dedi
Prof. Dr. Rifa’at Abou-El-Haj, 2016 yılında kaybettiÄŸimiz Tarihçilerin Kutbu Halil Ä°nalcık’la 1983’te Viyana’da yaÅŸadığı bir anıyı şöyle anlatıyor: “Ä°nalcık’ın bütün eserlerini okumamıştım ama onunla Konya’da tanıştım. 1983’te de bir konferans için ikimiz de Viyana’daydık. Bu anıyı hiçbir yerde duymamışsınızdır. Onu pek tanımıyordum. Büyük salonda bana doÄŸru yürümeye baÅŸladı. Etrafımda dolaÅŸtı ve omzuma dokunarak bana “kuvveti islam” dedi. Ä°lk baÅŸta ne demek istediÄŸini anlamadım ama ÅŸimdi anlıyorum. Bana ÅŸimdi bu söylediÄŸi çok derin anlamalara geliyor. Benim için paha biçilemez bir anı bu.”
KAYNAK: YENÄ° ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.